- Pağaç: Yuvarlak ve kalın bir tür ekmek, somun
- Pağhıl: Kıskanç
- Pağhıllanmak: Kıskanmak
- Pampara: Bir tür yabani bitki
- Panta: Yabani armut, ahlat
- Papağ: Başa giyilen tiftik başlık
- Papul: Çocuk ayakkabısı, patik
- Peg: Yıkıntı, virane olmuş ev kalıntısı için denir
- Pege: Ahırda hayvanların ot ya da saman yedikler bölme
- Pepe: Kekeme
- Peleş: Boynuzları yanlara doğru açılmış hayvanlara verilenad
- Peçkir: El havlusu
- Pisik: Kedi
- Peş: Arka
- Peşine gitmek: Arkasından gitmek
- Peşlemek: Kovalamak
- Peşgun: Ayakları kısa yer sofrası
- Pırti: Elbise
- Pızık: Yabani arı
- Pızıklanmak: Sineklenmek
- Pin: Tavuk yuvası, kümes
- Pingal: Folluk, tavuk yuvası
- Pitik: Köpek yavrusu
- Polum: Oyun
- Polim yapma: Oyun yapma
- Portlak: Göz yapısı büyük olan
- Poşa: Çingene,
- Potur: Büzgü
- Poy Poy: Hele bakın anlamında Poy Poy Gülen
- Pöçük: Kuyruk, en geride kalan
- Puç: Hiç, yitirmek Emegim puç oldu
- Punğar: Pınar
- Pumpul: Yastık başlarına dikilen püskül, süslü
- Pulul: Ot demeti
- Put: Bir ağırlık ölçüsü
- Puti: Yiyeceği olmayan ailenin fertlerini komşuları alıp besleme işi
- Püşürik aşı: Bir tür çorba
- Pöçük: Son. Kuyruk
- Pörçük: Tırpanı sapına bağlanan yeri
- Pörçüklü: Yağcı,
- Punğar: Çeşme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder