31 Temmuz 2009 Cuma

Almasına Yanmerım

Posoflu bir hemşerimiz, yağmurlu bir yaz günü bahçesinden topladığı elmaları sandıklarına yerleştirir ve satmak için Ardahan’a götürür. At arabasına yüklediği elma yüklü sandıklar, atların parlamasıyla yere dökülür... sandıklar parçalanır... hasar büyüktür. Ne yapacağını şaşıran Posoflu, yardım için etraftan gelen insanlara hayıflanarak; *"Almasına yanmiyerim de zanduğuna yaniyerim."der.

*Elma önemli değilde, sandığa acıdım.


A,Kışı Badağ At


Kocası evde yok... kadın zamparasını eve almış... Bir müddet sonra birden aldatılan koca içeri girer... Kadının sevgilisi ile, aldatılan koca başlar kapışmaya. Ayakta sarılmış, birbirlerini düşürmeye çalışırken kadın kocasına: A kişi badağ at...! badağ at... Badağ at (1) der. Koca bir yandan adamla boğuşurken bir yandan da:
- Senin sülaleni kadın... niye benim badağsız işimi badağa salersen ki (1)!

1 – Çelme takma
2- Niçin benim çelmesiz işimi, çelmeli hale getiriyorsun ki

Ananav Göre Her Yer Teknedir

Kemal Karayel’in annesi rahmetli Üzüm hala, ekmek pişirmek için un eliyormuş. Kemal abi de bu fırsattan yararlanarak öbür odada içki içiyormuş. Biraz sonra üzüm hala odaya girer. Kemal’in çay bardağında ayrana benzer bir şey içtiğini görünce, ne olduğunu anlayamaz ve merak ederek sorar.
Kemal Karayel : “Ana başım ağırıyordu. Dr. Cengiz Askeran’a gittim bana bu şurubu verdi.” Diyerek anasını başından savmaya çalışır.
Anası; “Ay Kemal, menimde başım ağrıyer o şurubdan birezde mene ver” deyince mecburen ansına yarım çay bardağı sulandırılmış rakıyı verir.
Kemal Karayel yarım saat sonra anasının un elediği odaya gittiği de bir de ne görsün. (!) Anası önünde hamur teknesi dururken unu, kilimin üzerine eliyor. “ay ana ne yapırsan? unu kilimin üzerine eliyersin ahı” diye uyarır.
Üzüm hala içtiği rakının etkisiyle bir mahnı (1) tutturmuştur:
“Gurban olum ay Kemal, gurban olum ay oğlum.
Anayan göre her yer teknedir” diyerekten, unu kilimin üzerine elemeye devam eder.

1- Mani

Atan İt'e Dönen Yerdı

Yaz başlarında köylüler eşyalarına arabalara yükler ve yaylaya çıkarlar. Bir Karı koca da arabalarının arkasına köpeklerinide bağlayarak yaylaya çıkıyorlardı. Bir an bağını koparan köpek geri dönerek geldiği yöne doğru koşmaya başlar. Sahibi fark edip arabadan atlar ve köpeği yakalayıp geri getirir.... yaylada birkaç ay kaldıktan sonra köye dönerler ve adam ölür.
Ertesi sene anne, oğluyla tekrar yaylaya gitmektedirler. Geçen yıl İt’in kaçtığı yere geldiklerinde anne gözyaşlarını tutamaz. Oğlu; “Ana niye ağlıyorsun?” diye sorar.
Ana: “Bilmirsen mi oğlum bura neredi ?
- Neredi ana ?
Ağlamaklı bir vaziyette ana : “Oğlum bura, atayın it’e döndüğü yerdi” (1)

1 - Babanın köpeğim peşine koştuğu yerdir.

Ay Aşık Kerem Midir?


Eskiden Kars’ta sürekli olarak aşıklar kahvelerde, halkın yoğun olduğu yerlerde saz çalıp hikayeler anlatırlardı, bu hikayeler bazen ayları alırdı. Yine böyle bir zamanda aşıklardan biri Ramazan ayı boyunca sazıyla sözüyle Aşık Kerem ile Aslı’yı anlatıyormuş. Yirmi dokuz gün devamlı olarak aşığı dinleyen köylünün biri, aşığın programı bittikten sonra yanına yaklaşarak sorar: “Ay aşık...! Bu Kerem arvat dı mı? yoksa kişi di mi ? (1)

1- Aşık bahsettiğin Kerem, kadın mıydı ? Erkek miydi?

Arsanın Boyu


Yaşlı adam çok mübala yaptığı için oğlu bundan çok rahatsız oluyormuş. Oğlu babasıyla abartılı konuştuğunu ve bu yüzdende mahcup olduğunu söyleyerek bundan sonra toplum için de bu kabil konuşmalar yapmaması için anlaşır. Oğlu öksürünce baba kendisini toparlayıp ölçülü konuşacaktır...
Bir süre sonra babası bir toplantıda anlatıyor...:
- Ele ucuz bir arsa almışam ki; bir ucu Selim kazasında, bir ucu Kağızman’da...!
Oğlu hemen yüksek sesle öksürmeye başlar. Dinleyenlerden birisi sorar;
- Bu arsanın eni ne kadardır
Adam:
- Bir metre der.
Millet gülmeye başlar... oradan birisi; bu yol mudur ki böyle upuuzun deyince.
Adam; şaşkın şaşkın bir milletin, bir de oğlunun yüzüne bakarak...
- Men neyliyem, (1) oğlum ölsün oğlum ... goymer (2) ki enini boyuna göre biçem...!
(1) N’yapayım
(2) Bırakmıyor ki

Alnını ortsında Odladım

Cinayet suçundan yargılanmak üzere mahkemeye sevk edilen terekemeden, hakim olayı anlatmasını ister.
- Hakim bey ! Günlerden cumoydu (1), göy bulutloydu (2), men ordaydım (3), ala it (4) senin gibi orda oturordu, gara it de aşağıda durordu (5), bir den tırtoy (6) koptu. Bunların arasından ganlım (7) gelirdi. Çektim lağanı, anlının ortasından odladım. (8)

(1) Günlerden Cumaydı
(2) Hava bulutluydu.
(3) Ben Ordaydım
(4) Alaca köpek
(5) Siyah olan köpek aşağıda duruyordu.
(6) Beklenmedik bir an kavga oldu
(7) Kanlım, düşmanım
(8) Alnının ortasından vurdum

Bıyh O Kırazdı Mı?

Zeynep hala, doksan yaşlarında birisi... Rahatsız olduğu için yatağında istirahat ediyor. Birazda nazlanıyor. Konu- komşu toplanmış geçmiş olsuna gelmişler. Çocuklarından birisi elinde dört-beş kilo kiraz ile eve gelir. Kirazı yıkarlar ve ev halkı yemeğe başlar. İçlerinden birisi “Ay nene...! galh sende kiraz ye” der. Uf çekmekte olan Zeynep hala yoğ ben yemiyejem der. Düşünür ki; “Benim payımı ayırırlar” ev halkı ise hiç oralık olmaz. Kirazı neredeyse bitirmek üzeredir. Kirazın bitmek üzere olduğunu gören Zeynep hala, yatağından kalkıp dikilerek oradakilere; “Biyh o kirazdı mı?” (1)

(1) A... o kiraz mıdır? Bende sandım ki başka bir şeydir.


Bu Ne Basabastı?

Irak-İran savaşı sıralarında Tahranlı bir Türk İstanbul- Sirkeci'deki Karslılara ait İnci Palasta konaklamakta idi. O gün TRT, Irak’ın İran’ı vurduğunu söyler. Tahranlı Türk ailesini merak eder ve otel resepsiyonundan evine telefon eder. Çevredekilerde ailesinin nasıl olduğunu sorar . Adam “Çok şükür füze isabet etmemiş.” der ve resepsiyona bakan adama telefon borcunu sorar. Görevli 10 lira diyeceğine 100 lira der. Adam bu ücreti fazla bulunca; “bu ne basa bastı ? Saddam ordan basır, siz buradan basırsınız.”

Bu Nece Işti ?

Ölen birisinin kırkını veriyorlar. Etli yemek, pilav, çorba derken sıra çay servisine geliyor. Hacısı, hocası, çoluk çocuk hepsi orda. Servis yapanlardan birisi, cebinden kanyak şişesini çıkarır ve çay bardaklarının içine döker. Bir, iki, üç derken keyiflenen cemaat, ölü yerini meyhaneye çevirirler. “Ay aman bu nece işti (1), ahvalımız çoğ değişti (2), içtiğimiz kanyak imiş, yer göğ değişti.” (3)

(1) Başımıza gelen bu neydi
(2) Halimiz çok değişti
(3) Yer gök değişti (yer değiştirdi)

Ben Adsız Gezerim


Köy ağası Hasso’nun beş kızından sonra bir erkek evladı oluyor. Köy halkı bir meydanda toplanır, ağanın oğluna bir isim koymak isterler ve çeşitli isimler teklif edilir. Ağa bir türlü kabul etmez. “Benim oğlumun ismi Hasso olsun” der. Köy halkı; “Ağam bu senin adındır, bir daha olur mu ?
Köy ağası Hasso: “Benim oğlumun adını da Hasso koyun, ben adsız gezerim.”

Başka Kimse Yok mu?


Çavuş imtihanına giren askere kumandan sorar; “Oğlum düşman sağdan geldi, ne yaparsın?”
- Ateş açarım kumandanım.
“Soldan geldi ne yaparsın ?”
- Ateş açarım kumandanım.
“Arkadan geldi ne yaparsın ?”
- Ateş açarım kumandanım.
“Peki yukarıdan hava taarruzu geliyor, ne yaparsın ?”
- Kumandanım orada mennen başka bir Ümmet-i Muhammet yok mu ?

Bır Tıs

Davulcu İmdat bir müzik topluluğunda bateri (1) çalmaktadır. Davulcu imdat bir gün karakola düşer. Polis ifadesini alırken İmdat’a ne iş yaptığını sorar. İmdat’ta “Çaccı” der. Polis memuru anlamaz. Oğlum ‘çaccı’ nedir diye sorar. İmdat: “Bir yeke (2) davul, üstünde bir tıs (3) varya işte o”
1- Davul ve zillerden oluşan çalgı topluluğu
2- Büyük
3- Tıs diye ses çıkaran (Zil)

Bızım Fahrettin


Köy kavgasında Fahrettin bir kişiyi öldürür, birkaç kişiyide yaralar. Fahrettin’in babası Ardahan’a gelir ve Aslan adında ki arzuhalciye dilekçe yazdırmak ister... “Aslan bey, bizim Fahrettin bir kişiyi öldürmüş, bir kişinin kolunu bacağını kırmış, birininde gözünü çıkarmış. Ceza çıkar mı ? diye sorar.
Aslan bey: Ele anasını da ağladallar..

Kore Harbi


Terekeme kore harbindedir.gülle,top,mermi sesleri arasında neler olduğunu anlamak için kafasını siperden çıkarır çıkarmaz bir kurşun vızzz diye kulağının dibinden geçince sinirlenir; ola İtoğlitler demilLer ki atar da herifin gözünü kor eder...!

Cıbırt Görerem

Yeni evli terekeme, bir aşk filmi seyretmek için sinemaya gider. Baş aktör sevgilisine şöyle der;Sevgilim! gözlerimde ne görüyorsun...;
-Aşkımızı!
Film biter, terkeme eve doğru yola koyulur. Fakat izlediği filmin o sahneden çok etkilenmiştir. Eve gelir... kapıyı genç eşi açar... Terekeme filmde izlediği gibi hanımına derince bir bakış atar ve sorar...!;
-Sevgilim! Gözlerimde ne görersen...?
Kocasının gözlerine iyice bir baktıktan sonar kadın;
-Cıbırt görürem.(Çapak)

Neye Geberesen?



Kışın şiddetli ayazında eli-ayağı gagaş kesilen tat,terekemenin tükenine girer.
Terekeme:
-aya niye titriyersen
-Ay bala donuram titriyirem,pecin yanırmı?
-Ay başın batsın üşümenin lezzeti titremehdi neye geberersen.

Çerelt Gözünü



Terekeme hasta yatağında can çekişiyor Ziyaretine gelen bir başka terekeme:
-Ay lele nooldu sana niye ele özünnen keçifsen
-Ay bala nevilem gaç gündü azreyil başımın ucunnan anarı getmer
-Ay lele azreyil kimdi çerelt gözünü verme özünü

Şeytan



Mağaracık köyünün ileri gelenlerinde Rahmetli Aydın ağa Hac görevini tamamlayıp köye döndükten sonra köy halkı ve yakınları hayır duasını alıp elini öpmek üzere ziyaretine geliyorlardı.
O sıralarda lise öğretmeni, şimdi profesör olan torunlarından birisi yanına geldi, Aydın Ağa’nın ellerinden öptükten sonra:
-Aydın emi orda ne yaptın bize bir anlatsana..
—Oğul gettih kabeyi ziyaret ettih, namaz gıldıh dua ettih, şeytanı daşdadığ geldih
-Emi o geder adam şeytanı daşdadınız aklı her şeye yeten şeytan bu geder daşın altında niye durdu? -Men nevlen ay oğul, şeytanı men yanlış yerde daşdamışam bileydim geler seni daşdıyardım deme şeytan menim yanımdaymış...?

Dallas !



1980 li Yıllardan...
Hanımlar dere kenarında çamaşır yıkıyor ve sohbet ediyorlar;
-Ay gızdar düneyin dallası izdedigizmi?
-Men seyrettim ay Gülgez abla
-Ne oldu hele annatsana
-Ne olacah ay Gülgez abla o Ceyar vurğun vurmuşu gene beçere Suelini budadı
-Niye -Men ne bilim o sarı pişih ele bir gurumsağdıkı o yazıh ganayağlıyı gene gara yandırdı Her yanını zoğ zoğ elledi -Bunun derdi azzarı nedi?
-Men ele ganerem başga bir arvat var
-Olar anam olar, din iman galmadı kimsede

Tükezvan söze garıştı:
-Ay gızdar o arvat işi döyül bunun derdi mazıttı mazıt
-Torpah başşına
-Ama bilirsinizmi Suelin öyü terketti
-Harya getti
-Harya olacah atasıöyüne
-Be Ceyara ne dedi?-Ne diyeceh dediki ay ceyar imam söyünün hakkı üçün bir daha buralara gelmerem..!

Başka Kisme Yok Mu?


Çavuş imtihanına giren terekeme askere kumandan sorar;
-Oğlum düşman sağdan geldi,ne yaparsın?
-Ateş açaram kumandanım.
-Soldan geldi ne yaparsın?
-Ateş açaram kumandanım.
-Arkadan geldi ne yaparsın?
-Ateş açaram kumandanım.
-Peki yukarıdan hava taarruzu geliyor,ne yaparsın?
-Kumandanım ; Elel Gıyamet menim başıma mı koftu baba,orada mennen başka bir Ümmet-i Muhammet yohtumu?

Kim Temizleyecek?


Yıllar süren mahkeme sonunda, hakim kararı verir. Dava reddedilmiştir.
Hacı Halil emi, hakime bakar ve sorar;
-Be indi n'olajağ ?
Hakim;
-Temyiz et, temyiz et... der.
Hacı Halil emi sinirlenmiştir.

Mertek


Ölüm döşeğinde yatan adam çocuklarını çağırarak;
-Ben öldükten sonra mezarımın üzerini eski merteklerle (evlerin üzerini örtmekte kullanılan tahta) örtün der.
Çocukları bunun köylü tarafından hoş karşılanmayacağını ve kendileri için bir ayıp olduğunu söyleseler de adam eğer vasiyetini getirmezlerse hakkını helal etmeyeceğini söyler ve bir müddet sonra ölür. Bunun üzerine çocukları babalarının vasiyetini yerine getirir ve mezarın üzerini eski merteklerle örterler.
Toprağa verilen adamın yanına melekler gelir ve ilk sorgusunu yapacaklarını söylerler. Hazırlıklı olan adam meleklere çıkışarak;
-Bu ne biçim iştir kardeşim, kaç defa hesap vereceğiz.Beni hatırlamıyorsunuz, şu üzerimdeki tahtaları da mı görmüyorsunuz?Diyerek melekleri geri gönderir.


Bujlanma




Annesi hastalanan adam, oldukça yaşlı olan annesini doktora götürür.Hastasını muayene eden doktor, nineye;
-Şikayetin ne teyze , diye sorunca,
Yaşlı kadın:
-Ayağlarım bujlaniyir oğlum der.
Bu yöresel terimden hiçbir şey anlamayan doktor bu sefer oğluna sorar.Adam
-Yani doktor bey,demek istediki;Ayağlarım gejerleniyir,tikine duramiyirim.

Gejerlenme-Bujlanma=Uyuşma

Düğmeli



Ardahanın düzüne
Oy dügmeli yar dügmeli
Oturmuş koyun sağar
Terlemiş sineleri
Oy dügmeli yar dügmeli tey tey
Ardahanın düzüne
Düşmüşüm yarin derdine
Kaç gündür görmemişim
Yarim kaldır yüzünü
Yandım sevdalarına
Gece uyhumdan etti
Oy düğmeli yar düğmeli tey tey
Gökte uçan teyyare
Selam söyle o yare
Kaç gündür görmemişim
Yüreğim pare pare
O yar yelek yaptırmış
Sevmiyorum dügmeleri
Ben olsan dügmeleri
Fistanın topla gel
Oy dügmeli yar dügmeli tey tey

Kağızmana ısmarladım nargele


Kağızmana ısmarladım nargele nargele oy nargele nargele
Gümüş kemer ince bele dar gele dar gele
Oy dargele dargele
Benim yarim güzellerden bir dane
Bir dane oy bir dane bir dane
İçlerinden kara kaşlı güldene
Güldene oy Güldene Güldene
Baharda yayılır kuzu yan yana
Yan yana yan yana oy yan yana
Benim yarim inci takar gerdane
Gerdane oy gerdane gerdane
Ben isterim okuyanı yazanı
Ben istemem meyhane gezeni
Gezeni oy gezeni gezeni
Kağızman?a ısmarladım kazanı
Ben isterim okuyanı yazanı

Yaylalar (diloy diloy)



Ay akşamdan ışığıdır
Yaylalar yaylalar
Yüküm şimşir taşıdır
Komşu kızın zapteyle
Bizim oğlan aşığdır
Diloy diloy yaylalar
Ay akşamdan aşda gel
Kız anana danışda gel
Yar anan izin vermese
Vicdanan danışda gel
Diloy diloy yaylalar
Nerden gelirsen balduz
Sen gitte ablan gelsin
Duramıyorum yalnız
Diloy diloy yaylalar
Cılga yolla düşde gel
Eğer anan izin vermese
Vicdanan danışda gel.

Sarı Gelin


Sarı Gelin-12.yy.?da Kafkasların güneyine geçen Kıpçakların türküsüdür. Bir Türk delikanlı köyünde yaşayan Ermeni kızına aşık olur.
Vardım Kilisesine bahdım haçına
Mail oldum bölük bölük saçına
Kız seni götürem islam içine
Vay Sinan ölsün sarı gelin
Vardım Kilisesine kandiller yanar
Kıranta keşişler pervane döner
Tersa sevmiş deyi el beni kınar
Seni saran neyler dünya malını
Sarı kız sarı kız ettim ömrüm yarı kız.
****
Vağaver?den göç ettim
Fındık kırdım iç ettim
El oğlandan ötürü
Genç ömrümü puç ettim
Vağaverden kalkda gel
Sular ile ak da gel
Ben Allahdan gorhmirem
Sen Allahdan gorh da gel
Arpaçayını geçtim
Eğildim su içtim
Gidin diyin anama
O Rusa yesir düştü.

Menşure Hanım


Elinde maşa
Gider ataşa
Gızlara paşa
Menşüre Hanım
Elinde fener
Çark gibi döner
Teymen diye
Çarşıya iner
Elinde gayış
Köşeyi savuş
Gızlara çavuş
Menşüre Hanım
Elinde hıştı
Sivrildi düştü
Mahallenin gülü
Menşüre Hanım
Kapısı don
Bacası don
Fırtığdan bol
Menşüre Hanım
Kapısı halga
Bacası halga
İçerden çıhdı
Bir guru garğa
Menşüre Hanım

Gülten Bayraktan

Gaçe Gız



Merendiz dağı içinde aman oy gaçe gız
Can o can gaçe gız aman oy gaçe gız
Suyu bardağı içinde aman oy gaçe gız
Yağı yağ içinde
Merendiz gezelendi aman oy gaçe gız
Etrafı tazelendi aman oy gaçe gız
Ben bugün yarı gördüm aman oy gaçe gız
Yüreğim tazelendi aman oy gaçe gız
Filiz Bulut'tan
Dağlar başıma felek
Mezar taşına felek
Akibete guş gondurdu
Mezar taşına felek
Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Ayruluh ayrı felek
Bir ipsiz bağladı beni.
Yüksek minarede ezan okunur
Okunur da sesi bana dokunur
Gız bele durup sallanma
Sallanıp ta böyle nazlanma
Topla fistanını da toz eyleme
Pınarın başında söylenen sözler
Beni mest ediyor yardaki gözler
Önde gelinler arhada gızlar
Atma bu taşları ben yaralıyım
Eller al giyinmiş ben karalıyım

Jandarma



Jandarmayı vurmuşlar hop sisi
Jandarmayı vurmuşlar hop sisi jandarma
Kalemini kırmışlar hop sisi jandarma
Yari benden almışlar hop sisi jandarma
Neyleyim yüreğim hop sisi jandarma

Huriye Dursundan

Nari


Oy Nari Nari
Gönlümün varı Nari
Allah sabırlar versin
Gizli sevda çekene
Sev sev sev Nari
Gönümün küçük varı
Giden ay tutulur mu
Şu uzun gecelerde
Yalunuz yatılır mu
Sev sev sev nari

Şeker Oğlan



Nahır gelir yol eder
Şer oğlan şeker oğlan
Toz tepeyi yol eder
Şer oğlan şeker oğlan
Aman şeker oğlan
Yandım şeker oğlan
Anasına kızıp
Damda yatan oğlan


Mendilim yele yele


Kaşları gözleri sürmeli yarim
Halaylar çeker yarim
Mendilim senin olsun
Sakla koynunda kalsın
Yedi mendil çürüttüm
Gözyaşı döke döke
Ben murat almamışım
Bari mendilim alsın
Gözleri sürmeli yarim
Davul zurna önünde
Halaylar çeker yarim
Kaşları gözleri sürmeli yarim
Mendilim kare kare
Düşüşüm ahu zara
Bekledim seni gelmedim
Yüreğim pare pare
Mendilim yele yele
Ben düştüm gurbet ele
Çok mendiller çürüttüm
Gözyaşı sile sile

Şengülüm


Çimende sürü gazlar
Hop gülüm nanay nanay
Kanatları beyazlanır
Şengülüm şengülüm nanay
Çimen yeşil gül sarı
Hop gülüm nanay nanay
Yütürdüm nazlı yari
Şengülüm şengülüm nanay

Nuriye Dursundan

Perom



Perom gider petekliğe
Canım gider petekliğe
Yürüyüşü benzer kekliğe
Perom yaylada canım yaylada
Gül döşürür eteklüğe
Perom yeleğin üçmüdür
İlik düğmeler gümüş müdür
Perom yaylada canım yaylada
Perom yelegin düşürdün mü
Eteğine gül menevşe döşürdün mü
Sütten beyaz bilegi
Gözüm galdı o leylada
Koyun gelir sürüsünün sonu yoh
Sağar sağar küleğinde sütü yoh
Perom yaylada canım yaylada
Gözüm galdı o leylada
Perom yaylada vuruldu
Canım yaylada vuruldu
Tavan tahtalar kırıldı
Perom sensiz bu yerlerin tadı yoh.
Ensar Kayatürk

Düğmeli



Ardahanın düzüne
Oy dügmeli dügmeli
Oturmuş koyun sağar
Terlemiş sineleri
Oy dügmeli dügmeli tey tey
Ardahanın düzüne
Düşdüm yarin derdine
Kaç gündür görmemişim
Yandım sevdalarına
Oy dügmeli dügmeli tey tey
Gökte uçan teyyare
Selam söyle o yare
Kaç gündür görmemişim
Yüreğim pare pare
Oy dügmeli dügmeli tey tey
O yar yelek yaptırmış
Sevmiyorum dügmeleri
Ben olsam dügmeleri
Fistanını topla gel
Oy dügmeli dügmeli tey tey
Gece uyhumdan etti
Yarim kaldır yüzünü
Kaç gündür görmemişim
Yandım sevdalarına
Oy dügmeli dügmeli tey tey

Belgin Dursun

Keklik



Kekliğim seker gelür
Tüyünü töker gelür
Bir can ki canı sever
Dağları söker gelür
Keklik kayalı yerde
Öter mayalı yerde
Sevdiğimin kavalı
Kaldı dayalı yerde
Keklik kumda eşinir
Eşinir de eşinir
Benim sevdiyim dilber
Nerelerde düşünür
Kekliğimi vurdular
Kanadını kırdılar
Daha ben neydim ki
Aramızdan ayrıldılar
Gel gel yanıma keklik
Otur yanıma keklik
Al kınalı parmakların
Batur kanıma keklik
Filiz Kayadan

Kale



Kale kaleye garşı
Kalenin ardı çarşı
Açılmamış gül olaydım
Açılaydım yare garşı
Kaleden indim bugün
Elinde çifte gügüm
Ne dün gördün ne bugün
Ben öleydim sevdügüm
Kaleden indim ancak
Başımdan yeşil pürçek
Ne dün gördüm ne bugün
Odlara yandım ancak
Kaleden indim bugün
Eşikte buldum dügüm
Eşik eşik arası
Buldum atlas parası
Kaleden indim bugün
Saçları dügüm dügüm
Kör olası gözlerim
Ne dün gördüm ne bugün
Göz görmüş gönül sevmiş
Nedür bunun çaresi
Ne dün gördüm ne bugün
Ben öleyim sevdüğüm
Kaleden indürdüler
Sanki evlendürdüler
Ne evli ne bekar
Odlara yandurdular.
Ayten Kaya?dan alındı

Altın Ömür



Bu dağlar kömürdendür
Geçen gün ömürdendür
Felegin bir guşu var
Pençesi demürdendür
Hani leyla mı leyla mı
Dağlar yazsın fermanı
Ya al canım kurtulam
Ya ver derde dermanı
Geçen ömürdendür
Hani leyla mı leyla mı
Bu yol Pasine gider
Döner tersine gider
Şurda bir garip ölmüş
Kuşlar yasına gider.

Yaylalar



Yaylanın yolundayım
Furgunun boynundayım
Anam beni sorarsan
Kızların yanındayımv Oy yaylalar yaylalar çimen bağladınız mı
Ben askere giderken kızlar ağladınız mı
Yayla yaylaya bakar
Yayla suyun yan akar
Güzel gızlar dururken
Çirkinlere kim bakar
Oy yaylalar yaylalar çimen bağladınız mı
Ben askere giderken kızlar ağladınız mı
Yaylanın yolu daşdur
Yarimin gözü yaşdur
Beni yiyip bitiren
Bir ela göz gaşdur
Oy yaylalar yaylalar çimen bağladınız mı
Ben askere giderken kızlar ağladınız mı
Cahide Leloğlu

Atım



Atıma bineyim Araphaneden
Mevlam kısmetini versin yaradan
Eğer kolumda yeriririm atımı
Atım örekte döktürelim
Som gümüşden nalını çulunu
Bir gece örekte yatalım atım
Atımı binende edeyim sukun
Sağıma soluma hamail takım
Ağyar ırak derler
Bir gece yatalım atım
Kefensiz bu yerlerde
Bir gece yar yanında
Yatalım atım
Nuri Topçu

Göleli Gelin


Hele sen Gölenin neyini gördün
Altmış kız gelinin boyunu gördün
Sürüden ayrılan koyunu gördün
Göleli gelin edalı gelin
Kaşları gözleri sürmeli gelin
On parmağın onu birden kınalı gelin
Gölenin dağları, bağlı meşeli
İçlerinde biter, gül menevşe
Yardan ayrılması çetin bişedir
Göleli gelin edalı gelin
Kaşları gözleri sürmeli gelin
On parmağın onu birden kınalı gelin
İçlerine girsem ne derler
Sevmedikleriyle alay ederler
Göleli gelin edalı gelin
Kaşları gözleri sürmeli gelin
On parmağın onu birden kınalı gelin
Gölenin dağları kardan geçilmez
Soğuktur suları bir tas içilmez
Göleli gelin edalı gelin
Kaşları gözleri sürmeli gelin
On parmağın onu birden kınalı gelin
Resmigül Yılmaz

Oğul



Baba bugün dağda duman yeri var
Oğul oğul kaşta keman yeri var
Çöz gel sümbül neylesin
Oğul sende güman yeri var
Yavru gurban tez gelesin
Oğul sen de güman yeri var
Yeri var yeri var.

Dağlar



Kavak dalın eğmeli
Dibinde eglenmeli
Emim kızı dururken
Kime boyun eğmeli
Ay doğdu mu doğdu mu
Yıldız tamam oldu mu
Aldın gittin yarimi
Alaylarınız doldu mu
Ay ışığı ışığı
Elimde bal gaşuğu
Nerde gitti gelmedi
Mahallenin yakuşuğu
Suna Keskinden

Çello



Suda balık yan gider tello
Tello bala tello can tello
Açma yaram kan gider
Tello bala tello can tello
Aman tello tello can tello
Gülüm tello hele can tello
Cello gider yan gider tello
Açma yaram kan gider
Alacaksan al beni
Cello döşeklere düşmeden
Aman tello tello can tello
Gülüm tello hele can tello
Entarisi vişneden tello can
Şimdi gelir çeşmeden tello can
Şu dağı aşam dedim tello can
Aşam ulaşam dedim tello can
Aman tello tello can tello
Gülüm tello hele can tello
Ecel gelmiş can gider tello can
Buna tabib neylesin tello can
Yaralıyım bana değme
Gel gönlüm eyle
Aman tello tello can tello
Gülüm tello hele can tello
Narınca bak narınca tello can
Koklarını sararınca tello can
Benim bir esmerim var
Değişmem yüz güzele tello can
Aman tello tello can tello
Gülüm tello hele can tello
Ener Kayatürk
Kağızmana ısmarladım nargele
Nargele oy nargele nargele
Gümüş kemer ince bele dar gele
Oy dar gele dar gele dar gele
Benim yarim güzellerden bir dane
İçlerinden kara saçlı güldene
Güldene oy güldene güldene
Baharda yayılır kuzu yan yana
Yan yana yan yana oy yan yana
Benim yarim inci takar gerdane
Gerdane oy gerdane gerdane
Ben isterim okuyanı yazanı
Ben istemem meyhanede gezeni
Gezeni oy gezeni gezeni
Kağızmana ısmarladım kazanı
Kazanı oy kazanı kazanı

Araz


Araz Araz Han Araz
Bin gülden kalkan Araz
Al başımdan sevdayı
Hazar?dan çalkala Araz
Araz?a vurdun teşti
Araz bulandı geçti
Muhannet emim kızı
Seninde vaktin geçti.
Araz?ı ayırdılar
Kumunu savurdular
Daha ben neydim ki
Anamdan ayırdılar

Ağam Yar



Kavurma koydum tasa
Ağam yar paşam yar
Doldurdum basa basa
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Benim yarim çok güzel
Ağam yar paşam yar
Azıcık boydan kısa
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Bugün ayın onudur
Ağam yar paşam yar
Yüküm buğday undur
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Evliğe gönül verme
Ağam yar paşam yar
Eve gider unudur
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Bugün ayın ondördü
Ağam yar paşam yar
Ay karanlık kim gördü
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Kız saçların kim ördü
Ağam yar paşam yar
Ördüyse yarim ördü
Haydi gülüm hopla gel di gel gel
Fistanını topla gel di gel gel
Oy gidersem yolun olam
Aniko nanay nanay nanay
Caniko nanay nanay nanay
Sallanan kolun olam
Aniko nanay nanay nanay
Nerde konak edersen
Aniko nanay nanay nanay
Orda yorganın olam
Aniko nanay nanay nanay
Gidene gitme dedim
Aniko nanay nanay nanay
Derdine derman olem
Aniko nanay nanay nanay
Sevdandan serhoş oldum
Aniko nanay caniko nanay
Aniko nanay nanay nanay
Düzenleyen: Ener Kayatürk

Koççero


Lambada şüşesiz yanmaz mı
Cicim bana yar bulunmaz mı
Ben bu dertten ölürsem
Bana ağlayan olmaz mı
Tay tay naynım koççero
Asmadan gel asmadan
Cicim giymiş basmadan
Gız seni alıp kaçayım
Devriyeler basmadan
Tay tay naynım koççero
Arabaya daş koydum
Bir yanını boş koydum
Eskere giden oğlan
İsmini zarhoş koydum
Tay tay naynım koççero
Harman yeri yaş yeri
Yavaş yürü hoş yürü
Ben öpmeye gıymazdım
Yanağında diş yeri
Tay tay naynım koççero
Havar kekliğim havar
Tarlayı sardı davar
Üç günlük yolda ne var
Yar beni unuttu mu
Tay tay naynım koççero
Naz etme gel içeri
Soğan ektim bitti mi
Bitip kelle tuttu mu
Yar beni unuttu mu
Tay tay naynım koççero
Ayten Kayadan

Yüğrülün Kızlar



Yaylanın önünde binek daşı
Çekin atını binsin gardaşım
Yügrülün yügrülün yügrülün gızı
Annesi döksün gözün yaşın
Gardaşı çeksin gözün yaşın
Gardaşı çeksin atın başını
Yüğrülün yüğrülün yüğrülün gızı
Sabahtan kalktım güneş parlıyor
Ağam atın terkisi bağlıyor
Yügrülün yüğrülün yügrülün gızlar
Pınara varmadan atı sulanır
Caminin önünü dolandı getti
Yügrülün yügrülün yügrülün gızlar
Atını bindi de eyliyemedi
Getti de gelmedi na yapım onu
Yügrülün yügrülün yügrülün gızlar
Bindi de bulup söyliyemedim
Caminin önünü dolandı getti
Yügrülün yügrülün yügrülün gızlar
Atını bindi de çıhdı bir düze
Dedi gelirim gelmedi bize
Yügrülün yügrülün yügrülün gızlar
Ağam gelmedi paşam gelmedi
Yügrülün gızlar yüreğim sızlar
Hazimser Çaydaş?tan
*Binektaşı: Ata rahat binmek için özel taş.

Bu Tepe Pullu Tepe


Bu tepe pullu tepe
Su gelir serpe serpe
Dediler yar uyumuş
Uyattım öpe öpe
Nenni de yarim nenni
Eski de yarim hani
Altundur alay değil
Gümüşdür kalay değil
Kınamayın ahbablar
Sevdadır kolay değil
Nenni de yarim nenni
Eski de yarim hani
Altını bozdurayım
Gerdana dizdireyim
İpek mendil değilsin
Cebimde gezdireyim

Dağlar


Yol ver dağlar sılama gidem
Anneme gidem yare gidem
Gariplerin kimse sormaz halini
Yol ver dağlar sılama gidem
Bu nasıl talihmiş, bu nasıl kader
Bitmez sende gam ile keder
Yollarımı gözler zavallı peder
Yol ver dağlar sılama gidem
Bozulmasın düzenin, tellerin çalmaz
Gariplerin kimse sormaz halini
Ağlar dertli anam, teselli arar
Yol ver dağlar, yol ver anama gidem

Başlık Parası


Başlık parası
Yüreğimin yarası
Başımın belası
Varsam yanına
Girsem koynuna
Kurbanım canıma
Hanım le le
Varam yanına
Girem koynuna
Kurbanım canıma
Hanım le le
Vay le vay le le
Vay le vay le le
Ben sene vuruldum
Gavır le le le
Filiz Bulut?tan alındı
Ardahan?dan gelen katar
Kamçısını atar tutar
Garip olan nerde yatar
Garip olan handa yatar
Kandır beni allı gelin
Kandıramam oğlan seni
Çeşitli zamanlarda Rus ve Ermeni yüzünden göçenler Oltu ve Erzurum?a gitmişlerdir. Bir kısı geri dönmüştür, bu türkü o zaman söylenmiştir.
Ben babamın evinde kibar idim kibari
Gittim elin evine oldum duvar hıbarı
Yaş odunlar yanmıyor anam
Yatanlar uyanmıyor
Ağır ağır ev süpürürdüm can babam evi
Şimdi töktüm gidiyorum şen babam evi
Ağır ağır gab yıhardım can babam evi
Şen babam evi
Sabahat Taştan

Kevenk



Kevenin yollarında
Çimeydim göllerinde
İlik dügme olaydım
O yarin kollarında
He anam he Heno
Kevenk yolu bu mudur
İçi dolu su mudur
Gidin diyin o yare
Son cevabı bu mudur
He anam he Heno
Kevangin pınarları
Durmaz gözümün yaşı
Yarimin kalem gaşı
Düğün harmana gel

Dinge



Dazalah başına dinge goyufdu
Süysünde leylek yuva gayırır
Oturup lağlanır bu gız
Bu gız bu gız bize
*Süysünde: Ense
*Lağlan:Alay
*Dazalah:Dazlak
*Dinge: Kadın başlığı

Esen Yel


Karanfil olunacak
Esen yel esen yel
Dağ mı yar sır mı yar
Sararıp solunacak
Yar ben seni unutmam
Ömrüm varanacak
İbrişim kalanacak
Gir dişim kalanacak
Dağda davarcık oynar
Gökte güvercin oynar
Dediler yar geliyor
Başımda saçım oynar
Filiz Kaya dan alındı

Hanım Eylen



Köprünün başlarında hanım eylen (2şer)
Eylen eglen canım ben de gelem
Otursam daşlarında hanım eylen
Eylen eğlen canım ben de gelem
Köprünün altı yarık hanım eylen
Eylen eylen canım ben de gelem
Kızların peşindeyim hanım eylen
Eylen eylen canım ben de gelem
Kınayım a dostlar ben murat üstündeyim
Eylen eylen canım ben de gelem
Nerden gelirsen balduz hanım eylen
Eylen eylen canım ben de gelem
Sen gitte alban yolla hanım eylen
Eylen eylen gülüm ben de gelem
Yatamiyirim yalunuz hanım eylen
Eylen eylen yar ben de gelem

Su Gelir



Su gelir ark uyanır
Dağlar yeşile boyanır
Sen orada ben burada
Buna can dayanır mı
Su gelir güldür güldür
Maharamam dolu güldür
Havada uçar guşlar
Ahvalim yare bildir
Su gelir daya dayanır
Kirpikler gaya dayanır
Yadan bir name gelmiş
Aziz bir başa değer
Su gelir millendirir
Çayırı çimlendirir
Merahlanka sevdüğüm
Bir gün baş başa deger.

Değirmen


Degirmen üstü çiçek oy gızlar naz eyleme
Orak getirin biçek ölürem gızlar naz eyleme
Değirmen üç dolanur oy gızlar naz eyleme
Suyu zarhoş dolanur ölürem gızlar naz eyleme
Degirmen üstü çiçek oy gızlar naz eyleme
Saysam yapraklarını ölürem gızlar naz eyleme
Degirmenin bendine oy gızlar naz eyleme
Döner kendi kendine ölürem gızlar naz eyleme
Hagıgatlı yar ise oy gızlar naz eyleme
Gelir kendi kendine ölürem gızlar naz eyleme
Gızlar hamamdan gelir oy gızlar naz eyleme
Öpsem yanalarından ölürem gızlar naz eyleme

Odam



Odam kireç tutmuyor (2 şer)
Kumu katmayınca
Sevda baştan gitmiyor
Sarılıp yatmayınca
Odam kireçtir benim
Yüzüm güleçtir benim
Gel sarılıp yatak
Terin ilaçtır bana.

Yılan



Eşiğin altında üç yılan yatar (2 şer)
Eşinden ayrılmış bir tevür öter
Daldalar daldan aşağı
Üç güzel oturmuş yoldan aşağı
Saçını taramış belden aşağı
Daldalar dal ben olaydım
Zülfünü taramış yar ben olaydım
Yalunuz yatana eş ben olaydım

Sallana Sallana Geçersin



Sallana sallana gelip geçersin
Ele yan yan bahma beni üzersin
Evvel benim idin şimdi geçersin
Neden uzahlardan bahan ben oldum
Gözleri güzel gız
Saçları sarı gız
Gel gidek bize
Seherde ugradım yarin yanına
Dutmadı dillerim diyem yar eğlen
Söylediğin sözde niçin durmadın
Hey insafsız gız bahdı gara gız
Gözleri güzel gız
Saçları sarı gız
Gel gidek bize
Bülbül ne gezersin bizim bu dağda
Bil ki bu bağ bizim güzellerin bağıdır
Zehmet çekip yuva yapma bu bağda
Felek vurur yurdun yuvan dağıdır.

Asker



Kalenin önünde bir soğuk pınarv Elimi uzatsam dağlarım duman
Atımı eylesem el geni gınar
Eğil eğil dağların üstünden aşam
Aşam aşama gidem yare kavuşam
Kalenin önünde soyun dediler
Asker elbisen giyin dediler
Dağlar başımda benimdir benim
Mevlam karımdır benim
Eğil eğil dağlar üstünden aşam
Aşam aşam gidem yare kavuşam

Yar



Yağda bulgur eriyor
Kendi gelmiyor sesi geliyor
Ela gözlerini uyku bürümüşv Evvel küçüktü şimdi büyümüş
Sevdüğüm nenni haydi nenni
Nenni dedim uyuttum
Al yanaktan öptüm uyattım
Yarime nağme yahdım
Sana gurban sesine gurban
Ahmet Kayatürk'ten

Durnalar



İki durnam gelir aklı karalı
Birini şahin vurmuş biri yaralı
O yavruyu sorun aslı nereli
Katar katar olmuş gelir durnalar
Eğrim eğrim ne hoş gelir durnalar
İnme durnam inme sen bu pınara
Avcu tuzak kurmuş var yolunu ara
Hepimizin işini mevlam onara
Katar katar olmuş gelir durnalar
Eğrim eğrim ne hoş gelir durnalar
İnme durnam inme yolda kış olur
Bastığın yerler de donar daş olur
Böyle kalmaz elbet sonu hoş olur
Katar katar olmuş gelir durnalar
Eğrim eğrim ne hoş gelir durnalar
İnme durnam inme yolda kış olur
Bastığın yerler de donar daş olur
Böyle kalmaz elbet sonu hoş olur
Katar katar olmuş gelir durnalar
Eğrim eğrim ne hoş gelir durnalar
İnme durnam inme haber sorayım
Kanadın altına name sarayım
Nazlı sevdügümden haber alayım

Ay Doğar



Ay doğar aşmak ister
Gül yanak yaşmak ister
Benim şu garip gönlüm
Yare kavuşmak ister
Of kaderim böyle
Böyle var yare söyle
Kar yağar alçaklara
Savrulur saçaklara
Allah neler yaratmış
Sığmıyor kucaklara
Bas bas gidelim
Gidelim yolda bayram edelim

Çizgi Oyunları


Açık küp şeklinde kareler çizilir, kareleri sekerek geçmek, taşı dışarı atmak, taşı ayak ucuyla ilerletmektir. Çizgiye düşerse oyun el değiştirir, taşın çapı 5-10 cm çapında, oyuncu tarafından birinci kareye bırakılır, sekerek beşinci kareye gelir, döner. Çizgiye ramak kalmışsa su içiyor denir, tekerlemede söylenir.

El Üstünde Kimin Eli


En az üç kişi ile oynanır, bu oyunda ebenin sırtına eller üstüste konur, tekerleme başlar.

1. Ebem esme
2. Kendir kesme
3. Ufacık ekmek
4. Yeşil yaprak
5. El üstünde kimin eli?

Ebe bilirse diğer kişi ebe olur.

Beş Taş


İki kişiye oynanır biz çocukken harman düzünde oynardık. Tura ve yazıyla ilk oynayan belirlenir. İlk oynayacak beş taşı elini oynatarak serer, sol elinin baş parmağı ve yanındaki açılır, taş toplanır hünerle o aralıktan geçirilir, hepsinin geçirirse avucunun içiyle ters çevirir, hepsini tutarsa pirim alır. Aralıkta taş kalırsa diğer oyuncu almaya çalışır, alabilirse oyun ona geçer.

Aşık Oyunu


Aşık kemiyiyle oynandığı için bu adı almıştır. Kale vardır, kaleyi aşan oyunu kazanmış olur. Kartal tekerlemesi söylerler
Kırk kara kartal,
Kartal kalkar, dal tartar
Dal kalkar, kartal kalkar

Çir Oyunu


Kar yağınca başlar. Meydana ağaçtan hedef konur, iki karşı taraf olur, yukarıya geçen takım, aşağıda bulunan takımın önünden koşup hedefe varır. Eğer aşağıdaki takım koşu ile hasmını tutmaz, yol verirse, aşağıdaki takım yukarı çıkar.

Tepik Oyunu


Ayakların tabanları ile birbirine vurarak, üstünlük sağlanır. İki grup oynar.

Güvercin Taklası


4 er kişilik iki grup oynar, oyuna başlayan grup her atlayışta bir tekerleme söyleyerek takla atar, diğer grup durur. Oyuna devam edilir.

Dikka


Kür Nehri kışın donardı. Büyüklerimiz buzu kırar (güze) açarlardı. Bizde kendi çabamızla su görünmeyecek şekilde, delikler açardık, elimizdeki sopalarla yerleştirirdik, başaran birinci olurdu.

Topaç Çevirme


Buzlu saha üzerinde, topaçlarımıza ip dolar, zevkle çevirirdik.

Kızak Kayma


Ardahan'da kar uzun süre kaldığı için çocukların en büyük sporudur. Kızak kaymak için dik ve eğimli yerler tespit edilir, kayılır. Çocukken kayarken duyduğum mutluluğu, hatırlarken bile hissederim. Kızakların altına kaymaları için, bilya demiri takılırdı, kendi çapımızda yarışma tertip ederdik.

Orta okulda beden öğretmenimiz bir yüzbaşı idi. Yaylacık köyü ile Sabgara Köyü arasındaki yamaca bizleri götürürdü, askeriyeden getirdiği kayaklarla bize kaymayı öğretirdi. Bugün bile bu kişiye saygı ve minnet duyarım

Herifene


Çocuklar ailelerden yemek için, erzak alır, kendilerine bir yer bulur, büyükleri taklit ederek yemek denemesi yaparlar. Bundan büyük zevk alırlar, böylece deneme sınama yoluyla iş başarmaya çalışırlar, kendilerine güvenleri de artar.

Köyler Köçtü


10 m2 genişliğinde daire çizilir, çevresine 6 kuyu açılır, herkese de bir değnek, bir ceviz büyüklüğünde taş, birinin yeri yok, bir kuyuda ebe yok, bir kuyuda ebe var, ebe kuyuya taş gelmesini önler, taş girerse o ebe olur. Kuyu yeri değişmez kişiler yer değiştirerek köyler köçtü denir, oyun devam eder.

Bezirgan Başı


Okulda en zevkle oynadığımız bir oyundur. 10 kişi karşılıklı beşer dizilirler, eller yukarıdan daire şeklinde kenetlenir. Kişiler sıra ile alınır, soru sorulur. Elma mı? Armut mu? Sorusuna göre taraf olunur. Başlarlar kapı hakkı ne dersin, arkadaki yadirgan olsun der, böyle devam eder, çizgi çizilir eller çekilir, çizgiden atan kazanır.

Köşe Kapmaca


Yer köşeli çizilir, bir kişi ebe olur, yer değiştirdikçe ebe yer bulmaya çalışır, böyle devam eder.

Mile


Dört kişi oynar. Elde birer değnek, ayrıca ufak çubuk şeklindeki sopaların uç kısmı inceltilir, herkes değneği ile ufak çubukları uzağa atmaya çalışırlar. Kim uzağa atarsa galip olur.

Hoppala


8-10 kişi halay şeklinde tutuşurlar, dönerek şarkı söylerler.
Hoppala hoppala
Güvercinler suya indi mi?
Şimdi de burdan selvi de,
Boylum geçti mi?
Amanın anman geçti mi?
Yiyecek üç şey say,
Biri elma, biri ayva, nar da var.
Elma size, ayva size, nar bize,
Orta da duran, selvi boylu yar bize.

Yüzük Oyunu


Heyecanlı ve eğlenceli bir oyundur. 6-12 fincan bir yüzük iki gruba ayrılır, yüzükçü başı yüzüğü saklar, fincanın birinin içine konur. Taraflardan biri
Ya bunda, ya şunda
Keçe külah başında.
Veya:
Eteğine meteğine,
Gulguna köşesine
Evliyalar paşasına
Şunda var, şunda yok,
Bulan taraf birinci olur, başlarlar söylemeye:
Ocak başının minderi
Öldük dönderi dönderi
Oyuncuların pis mundarı
Bilir oynar, bilmez oynar,
Akşamdan beri.

Zeka Oyunu


Bir köprüden canavar kurt, bir koyun, bir tane de ot geçirebilir misin? Kurtla koyun bir araya gelirse, kurt koyunu yer, otla koyun bir araya gelirse koyun otu yer, öyle geçireceksin ki zararları olmayacak.
Önce koyun ile otu geçirir, koyunu orada bırakırım, otu canavarın yanına getirir, otla canavarı karşıya geçiririm.

Vız Oyunu


Çocuklar daire olurlar, bir ebe seçilir, biri arkasına vurur, hepsi vııız diye bağırır, ebe bulursa, o ebe olur.

Oyuncak (Şakşak)


Tahta malzemeden yapılır. Altı tane kare elde edilir. Geçmeli küp yapılarak içine fasulye taneleri yerleştirilir. Sap da eklenince çok güzel bir çocuk oyuncağı elde edilir. Ayrıca, tahtadan araba, kağıttan kuş, gemi pantolon, uçurtma da yapılırdı.

Aç Kilidi Oyun

Eller yumruk olur, üst üste, ebe elleri açar, en alttaki açmaz.

Aç kilit
Açmam kiliti
Bunun kiliti, sende
Suya düştü
Su ne oldu?
İnek içti.
İnek ne oldu?
Dağa kaçtı
Dağa ne oldu?
Yandı bitti kül oldu
Evinizin önünde tavşan geçti mi
Geçti
Kestiniz mi?
Kestik
Yediniz mi?
Yedik.
Bana da ayırdınız mı?
Evet, kilitte kapıda. Ve böylece yumruk açılır.

Tekerleme



Ahmedi medi
Kuyruklu kedi
Bir sıçan tutmuş
Yakalamadan yutmuş
Bir iki üçler
Yaşasın Türkler
Dört beş altı
Polonya battı
Sekiz dokuz
Ruslar domuz
On onbir oniki
İngiltere tilki
Fransa kalleş

Ninniler


Gızım gızdı
Bir tümen nazdı
Binliği getirin.
Gızımı götürün

A Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz


  • Aba: kıldan örülmüş kalın kumaş ve bu kumaşdan yapılan elbise
  • Ağa: Büyük erkek kardeş, Ağabey
  • Abad: Gelir
  • Abad olmak: Gelirden memnun olmak
  • Ağıl: Hayvanların dışarıda kapatıldığı yer
  • Ağhee: Eyvah anlamında olan sözcük
  • Ağhır: Son, insanı son
  • Ağartı: Yağ, peynir, süt yoğurt gibi yiyeceklerin genel adı
  • Ağırsak Teşinin üst kesiminde çengelli olan yuvarlak parça
  • Ahan İşte, burada
  • Anık Yeterince mayalanmamış ekmek hamuru
  • Ahırı: Sonu
  • Ağhırın gele: Sonun gele, ölesin
  • Ağhur: Hayvenlerin konulduğu yer. Ahır
  • Ağhbun: Gübre
  • Akuçka Pencere
  • Alha: Hele gör
  • Alaf: Kışlık için hazırlanan hayvan yemi. Ot Saman
  • Andır: Uğursuz şeyler için söylenilir.
  • Asaca Yıkımak: Başını önden yıkamak
  • Andıra Kalsın: Uğursuz olan şeylerin sonu gelsin
  • Atol: Patatese benzer fındık büyüklüğünde kök
  • Avlu: Odaların önüne yapılan koridor
  • Ayar: Atın sırtına vurulan eğer
  • Ayvan: Eyvan Balkon, evlerin önüne yapılan örtme
  • Azgun: Şimarık

B harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Baca: Evlerin üst kısmını konulan küçük pencere
  • Badval: Ambarın bir çeşidi
  • Baga,Pege: Ahırda hayvanlara ot ve samanın verildiği tahta bölme
  • Barç Etmek: Seslice şapırdatarak öpmek
  • Basma: Hayvan pisliğini bastırarar düzeltilmiş şekli
  • Beç: Biraz geri zekalı anlamında, safca
  • Bed: Çirken
  • Bednar: Bir çeşit çıban yarası
  • Bege: Ahırda ot ve samının konulduğu yer.
  • Beng: Ben, hal, insan vücudunda ki siyah lekeler
  • Belli: Bilinen
  • Berf: Kar
  • Besmi: Bir isim
  • Bıçğı, Bışğhı: Testere
  • Bıldır: Geçen sene
  • Bınıvız: Sinsi
  • Bışkol: Koyun pişliği
  • Bibi: Babanın kız kardeşi
  • Biçin: Tırpanla biçilmiş ot ya da ekin
  • Bidibidi Az, az ufak ufak
  • Bij,bijli: Sivri uç
  • Bişi: Hamur kızartması
  • Bişka: Kibri
  • Boğozlu: Obur.çok yemek yiyen
  • Bölme: Büyük tepsi
  • Buğari, puğhari: Evlerin üstündeki duman çıkan baca
  • Buluz: Elbise
  • Büzdük: Kalça

C Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Cadi: Yağcı, insanlara yağ yakan kimse
  • Cağ: Şiş ya da mil
  • Camuş: Manda
  • Cancur: Bir tür küçük erik
  • Cazigudiyan: Yağcı ya da şeytan
  • Cemse: Askeri araç
  • Cici bici Süslü, püslü
  • Çigelek: Yaban çileği
  • Cigerakraba: Enyakın akraba
  • Cillenmek Toprağın yeşillenmes
  • Cinav: Kamçı ya da bir ot çeşidi
  • Cıcık: Güzel
  • Cığız: Oyun bozan Cığıza cur bahan
  • Cılcıbıl Çırıl- Çıplak
  • Cırcır: Fermuar
  • Cırnak Kuşların ayak parmak ucu
  • Cızlavet: Siyah içi astarlı lastik ayakkabı
  • Cırnağ: Tırnak
  • Coc: Bataklık
  • Cucul: Civciv,
  • Culuk: Hindi
  • Cur: Çocuk oyunlarında oyun bazmak
  • Cücük: Tavuk Kaz hindi kuş gibi hayvanların yumurtadan çıkan yavruları

Ç Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Çar: Bir tür bez çarşaf
  • Çaynik: Çaydanlık
  • Çeçil: Tel peynir
  • Çemirlemek: Gömlek kolunu katlayarak çevirmek
  • Çengel: Kargaburnu Çatal
  • Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak
  • Çit: Kadın baş örtüsü
  • Çor: Sinirli bir zamanda söylenilen söz
  • Çorağh: Verimsiz

D Harfi İle Başlayan Kelimelerimiz

  • Dabak: Bir hayvan hastalığı
  • Dadağh: Ağabey, Kardeş
  • Dadda: Çocuk mamas
  • Damçı: Damla
  • Davar: Koyun
  • De hayde: Çabukça gel
  • Degenek: Sopa, çubuk
  • Değirmi: Yuvarlak
  • Demiray: Bir tür yara, egzama
  • Derekep: Derhal, hemen
  • Desinler için: Gösteriş olsun diye
  • Diksinmek: Tiksinmek
  • Dıldıbıl: Çırılçıpla
  • Dillo: Ketenden örülmüş çuval
  • Dınaz: Alay
  • Dınaz etmek: Alay etmek
  • Dolamaç: Dönemeç
  • Dolap: Büyük su değirmeni
  • Dolça: Maşrap
  • Doydoy: Güvercin
  • Dummak: Suya dalmak
  • Düge: Düve
  • Düğmeç: Ekmek ve yağla yapılan bir çeşit yamak, ekmek aşı

E harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Eebele gel: İşte böyle bu yana gel
  • Efsene: Saf insan
  • Eğiş Teknede hamur kazıyan, kazıyacak
  • Ekmek aşı: Düğmeç
  • Eqgo: Nene, ana anlamında
  • Ele deme: Öyle söyleme
  • Endeze olmak: Oyalanmak
  • Erek: Orman içinde ki açıklık alan
  • Ergiş: Herif , ev adam
  • Eringen: Tembel, üşenen
  • Eseslice: Esaslıca
  • Eşgere Açık , alenen
  • Evlek: Tarla sürümünde pulluğun açtığı iz
  • Eze Teyze

F Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Fanti: İskambil
  • Ferik: Henüz yumurtlamamış tavuk, Piliç
  • Fırtık: Sümük
  • Fırtıklı: Sümükl
  • Fışğı: Tezeğin ufalanmış şekli
  • Fitoz: Sevimli
  • Fizzah: Bağırmak
  • Fizahlanmak: Bağırmak, ağlamak
  • Furuç: Armat kurusu

G Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Gagaç: Kurumuş otlara verilen ad
  • Gağ: Meyve kurusu
  • Gada: Dert, bel
  • Gadan alem: Dertlerini ben üstüme alayım
  • Gakka: Çocuk dilinde şeker
  • Galak: Tezek yığını
  • Galet: Bisküvi
  • Ganayahlı: Kadın ya da kız için söylenilen bir söz
  • Ganfet: Akide Şekeri
  • Garo: Eski anbar
  • Garonun yokuşu: Ambar yokuşu
  • Gaşka: At Arabası
  • Gav: Kil, toprak
  • Gavçe: Çengel
  • Gayğana: Sahanda yumurta
  • Gecen ğhere kalsın: İyi geceler
  • Gedek: Manda yavrusu
  • Gejjo: Aptal, bilinçsiz
  • Gem: Döven
  • Geven: Dikenli derelerde olan bitki
  • Gıdella: Küçük sepet
  • Gıdıl: Küçük
  • Gımı Atol denen bitkinin uzanmış sapı
  • Gımı gıçlı İnce bacaklı
  • Gıdik: Oğlak, Keçi yavrusu
  • Gıjgırmak: Yoğurdun ekşimesi
  • Gıjjik: Kıvırcık saç
  • Gınco: Zayıf, çelimsiz
  • Gırgal: Hayvanları bağlamak için ağaçtan yapılmış boyun bağı
  • Gırnap: Sağlam ip
  • Gobbuz: Yumruk
  • Gobbal: Büyük burun
  • Gocik: Kaban
  • Golopi: Tahtadan yapılmış sitil
  • Gizenguggi: Saklambaç oyunu
  • God: Bir ağırlık ölçüsü
  • Godda: Büyük zar, makara
  • Godik: Manda yavrusu
  • Gor: Mezar
  • Gorbagor: Toplu mezar
  • Gorluk: Cenaze için saklanan para
  • Gorhana: Mezarlı
  • Goruhçu: Kır bekçisi
  • Gozo: Biçimsiz, düzeni bozuk
  • Göze: Pınarın suyunun çıktığı yer
  • Gurra,Gurre: Kendini beğenmiş
  • Gudik: Enik, köpek yavrusu
  • Gurduşka: Kadınların giydiği bir çeşit gömlek
  • Guli: Hind
  • Gurban: Bir isim
  • Guşhana: Tencere
  • Guzzik: Kambur
  • Güman: Umut
  • Güman etmek: Umut etmek

H Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Hacillenmek: Yaptığına pişman olmak
  • Hal: Siyah ben
  • Hamarat: Becerikli
  • Harbi: Doğru
  • Hardahurda: Kırık ya da döküntü
  • Harğ: Ark, su kanalı
  • Harbutlamak: Sıcak su ile soğuk suyu karıştırmak
  • Haro: Ambar ya da samanlık içinde ki bölme
  • Haros: Ekilmemiş tarla
  • Hasıllama: Yoğurmak
  • Hedik: Haşlanmış buğday, diş hediği
  • Hengel: Mantı
  • Helek: Yorgun
  • Helek olmak: Yorgun düşmek
  • Herk: Sürülmüş tarla
  • Herslenmek: Sinirlenmek
  • Hetircek: Ocak taşları üzerine, yemek pişirmek için konulan demir çubuk
  • Hevenk: Kara batmamak için ayağa giyilen geniş ayakkabı
  • Heyat,hayat: Bahçe
  • Himm: Bina yapımı için kazılan temel
  • Hırkal: Mantı
  • Hışt: Çivili köpek tasması
  • Hızan: İş bilmeyen
  • Hodak: Öküzün boyunduruğuna binen ve öküzleri süren çocuk
  • Hop, ğhop: Sabanın demir olan ucu
  • Noravel: Hodak denen çocuğun söylediği maniler
  • Hozan: Biçilmiş tarlanın birdiyer adı

İ Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • İstikan: Çay bardağı
  • İstol: Sandalye
  • İskat: Ölünün arkasından günahına karşılık verilen para
  • İşkınlanmak: Filiz vermek
  • İşkirlenmek: Şüphelenmek
  • İşmar: İşaret etmek
  • İtelemek: İtmek

K Harfi ile Başlayan Harflerimiz

  • Kanfet: Akide şekeri
  • Kargun: Yazın karların erimesiyle oluşan sel
  • Kaşka: Ağaçtan yapılmış el arabası, küçük araba
  • Kayış: Kemer
  • Kayğana: Sahanda yumurta
  • Kebani: Ev işlerinde hamarat olan kadın
  • Kefterkuski: Hortlak
  • Kerme: Koyan pisliginden yapılan tezek
  • Kerti: Bayat
  • Kidik: Keçi yavrusu
  • Kınnap: İnce dayanıklı ip
  • Kırlent: Sekilere konulan yastık
  • Kirtil: Kısa ve oldukça sert ot
  • Kitmir: Küçük
  • Kodik: Manda yavrusu
  • Kolik: Boynuzu olmayanan hayvanlara denir
  • Kollik: Kuyruğu kesilmiş hayvan
  • Kolopi: Küçük sitil
  • Kopça: Düğme
  • Kopti: Kaba,saba
  • Kor: Kör
  • Kart: Yeşil çimenlik ama sert olan yer
  • Koraraba: Kağnı
  • Koroğlu: Köroğlu
  • Korberevi: Önünü görmeyen
  • Koşat: Binalarda yük taşıyan kalın ağaç
  • Kotan: Pulluk
  • Kozik: Ahırda danaların kapatıldığı yer
  • Köçmek: Evlenmek
  • Köynek: Gömlek
  • Kudik: Küçük köpek, Enik
  • Kulun: Kısrakların yavrusu
  • Kullik: Bere
  • Kunkul: Omu
  • Kurig: Kısrakların yeni kulunu tay
  • Kurun, Kürün: Ağaçtan oyularak yapılan su kabı
  • Kuşkana: Küçük tencere
  • Kuzzik: Kambur
  • Küllah: Böğürtle
  • Külek: Ağzı geniş, altı dar su kabı
  • Külül, Külür: Yabani bezelye
  • Küski: Kaldıraç Söz sözün küsküsüdür
  • Kütan: Kotan,Pulluk
  • Küze: Su kabı

L Harfi ile Başlayan Kelimelerimiz

  • Lallo: Konuşamayan, lal
  • Lapatka: Kürek
  • Laçin: Doğan
  • Laz: Karadenizliye denili
  • Lazut: Mısır
  • Leçek: Beyaz renkli başörtüsü
  • Lelê: Ana, bakıcı
  • Lenger: Geniş ve derin leğen
  • Lezgi: Halk müziğinde bir makam adı. İsim, bir aşık adı
  • Lıbbız: Parasız, Züğürt
  • Lığlanmak: Mızmızlanmak gibi
  • Lili: Lakap,
  • Lobya: Fasulye
  • Loda: Büyük ot yığını
  • Lokko: Büyük kaba
  • Lök: Büyük
  • Lüle Musluk, Suyun aktığı boru